TASARIMCIMIZLA BİR GÜN: EKİN BÜYÜKŞAHİN İLE TANIŞ

 

Günümüzü, duvarlarını süsleyerek evleri daha sıcak ve sanat dolu yaşam alanlarına dönüştüren, çalışmalarını ekinakis olarak imzalayan sanatçı Ekin Büyükşahin ile geçirdik.

Stüdyosunda geçirdiğimiz bu günde hipicon ailesi için özel olarak yaptığı çalışmanın sürecinin bir parçası olurken keyifli bir sohbetle de Ekin Büyükşahin ve ekinakis’in hikayesini keşfettik.

 

 

Bize biraz kendinden bahseder misin?

Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi viyola sanat dalı mezunuyum. Müzik eğitimimle eş zamanlı olarak resim ve fotoğrafla ilgilendim. Şu an Kadıköy’de yaşıyorum ve yine Kadıköy’de bir çalışma mekanım var.

 

İlüstrasyon işine nasıl başladın? 

Lisans 3.sınıfın ortalarına doğru, icra etmektense üretiyor olmanın beni daha mutlu bir insana dönüştürdüğünü fark ettim. Mezun olduktan sonra kendi işimi yapmak istediğim fikri kafamda oluşmaya başlamıştı ama farklı alanlarda çalışarak kendimi öğrenci olmadığım yeni hayatla tanıştırmaya çalıştım. Bireysel olarak yaptığım çizimlerin yanında, fotoğrafçılık ve fotoğraf asistanlığı yaptım, çocuklara müzik öğrettim. 2013’te İstanbul’a tekrar taşındıktan sonra işlerimi “ekinakis” adı altında paylaşmaya başladım.

 

                                                       Smooth Jazz

 

İşlerinde hep portreler görüyoruz, özel bir sebebi var mı?

 Portreler, biraz da içinde yaşadığımız çağın ruh halini yansıtıyor bana göre. Kendi gözümden gördüklerimi ve içimde hissettiklerimi yansıtmak için bir araç oluyorlar benim için. Bu yüzden, illüstrasyonlarımdaki karakterlerin gerçek hayatla aralarında bir bağ olduğunu düşünüyorum. Gerçek hayatta açığa vurmaktan büyük ölçüde çekindiğimiz hüzün duygusu, bu karakterlerin hiçbir zaman saklamadığı bir şey. Hemen her karakter hüzünlü ve ait oldukları yerde onları besleyen duygunun hüzün olduğunu düşünüyorum. Kağıt ya da tuval üzerinde arka planları, aktiviteleri ne olursa olsun gizli bir hüzün barındırıyorlar içlerinde bence.

 

Peki neden ekinakis?

ekinakis 10-11 yaşımdan bu yana benim Yunan esintili takma adım. İçinde, Selanik’ten gelen köklerimize de sevgi ve özlem barındırıyor. 

 

                                      Old Moon

 

İlhamını nereden alıyorsun?

Yaşadığım ve yaşamadığım, deneyimlediğim ve deneyimlemediğim anlardan. Bazen bir diyalog, bazen bir film, bazen bir hayal...

 

Yaratıcılığını neler besliyor?

Duygular. Sanat. Doğa. Seyahatler. İletişim. Sevgi.

 

İşinin en sevdiğin yanı ne?

Yeni bir karakter çizmeye başladığımda genelde aynı rotayı izliyorum ve ilk önce tek bir hamle ile yüzleri ortaya çıkartıyorum. Beni en çok etkileyen şey, her karakter için benzer bir başlangıç yaptıktan sonra, birbirine form olarak benzeyen ama bambaşka duygular ve anlamlar ifade eden karakterlerin ortaya çıkıyor olması. Hepsi bambaşka kişilikler. Bir de ne kadar çalışırsam çalışayım, yorgun, mutsuz ya da bıkkın hissetmiyorum. Bu yüzden çok şanslıyım.

 

                                                    Soulmates  

 

Tarzını 3 kelimeyle anlatmanı istesek?

 İnce-Uzun-Suratlar.

 

Seni en çok etkileyen insanlar kim?

René Magritte ve Egon Schiele, resimleri karşısında en çok etkilendiğim ressamlar. Hollanda’lı ressam Wessel Huisman’ın resimlerini de her izlediğimde büyüleniyorum. Ayrıca Brahms ve Bach iyi ki bu dünyada varolmuşlar.

 

Hayat motton nedir?

Do what you love!

 

hipicon’dan en çok beğendiğin 5 tasarım ürün hangileri?

Grain Lamba, Muuto

Pirinç Çerçeve, Nice to Have

Strum Raf, Umbra

Terra-Time Saat, Projects Watches

William Mat Gri/Mavi Gözlük, Eye Connection    

 

 

Hayatına tasarım kat
Daha fazlasını keşfet!

İnternet sitemizde çerezler kullanılmaktadır. Deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla kullanılan çerezler bakımından kişisel tercihlerinizi, seçenekler kısmında yer alan Çerez Yönetim Aracından yönetebilirsiniz.

We’ve detected that you are accessing our website from a different country. Would you like to change your country settings?