Bu yıl Londra’nın kalbinde gerçekleşen London Design Festival’de yer almak bizim için bir dönüm noktası. Gelin size, Londralılarla buluşma hikayemizden ve bu yıl gerçekleşen London Design Festival'den bahsedelim. 👇🏻
Hipicon olarak kendimizi bağımsız tasarımcıları dünyaya açan çevrim içi bir platform olarak tanımlıyoruz. Bu yıl ise ilk fiziksel mağazamızı Londra’ya taşıyarak çevrimiçi deneyimini mekansal bir serüvene dönüştürdük. Bethnal Green Road’daki Unit 13’te açılan mağazamız, Hipicon'un tasarıma bakış açısını ve değerlerini, bizi merak edenlerle birebirde paylaşabileceğimiz samimi bir alan. Her geçen gün mağazamızı daha da fazla keşfeden tasarım seven Londralılarla buluşuyor, Londradaki dünyaca ünlü tasarım topluluğuna dahil oluyoruz.
2003 yılında temelleri atılan London Design Festival, bugün dünyanın en önemli tasarım buluşmalarından biri olarak kabul ediliyor. Her yıl Eylül ayında Londra’nın farklı noktalarına yayılan festival, şehri dev bir açık hava galerisine dönüştürüyor. Amacı, yalnızca tasarımı sergilemek değil; aynı zamanda insanların gündelik hayatına dokunan, düşünmeye ve hissetmeye davet eden deneyimler yaratmak. Bu amaç bize çok tanıdık geliyor. 🙂
Yıllar içinde festival, ilk dönemlerdeki daha küçük çaplı etkinliklerden çıkarak, bugün binlerce tasarımcıyı, markayı ve yaratıcıyı bir araya getiren küresel bir platform haline geldi. Katılımcıları arasında dünyaca ünlü tasarım stüdyoları, bağımsız üreticiler, üniversiteler ve genç yetenekler yer alıyor. Bu çeşitlilik, festivalin en güçlü yanlarından biri: hem endüstri profesyonelleri hem de tasarıma ilgi duyan herkes için ilham verici bir ortam sunuyor.
Her yıl Londra’nın ikonik mekânları festivalin sahnesine dönüşüyor; müzelerden parklara, mağazalardan sokaklara kadar farklı alanlar yaratıcı işlerle yeniden anlam kazanıyor. Kısacası, London Design Festival tasarımı yalnızca estetik bir olgu olarak değil, bir yaşam biçimi ve toplumsal etkileşim aracı olarak görüyor.
Hipicon olarak biz de tasarımı yalnızca estetik bir nesne olarak değil, yaşamı dönüştüren bir deneyim olarak görüyoruz. Çevrimiçi başladığımız yolculuğumuzu Londra’da fiziksel bir mekâna taşımamızın sebebi de tam olarak bu: tasarımı hayatın içine, insanlarla birebir temas kurabileceğimiz alanlara taşımak. Bizim için tasarım şu unsurları kapsamalı:
İşte bu yüzden, London Design Festival’in vizyonu ile Hipicon’un misyonu tam da aynı noktada buluşuyor. Tasarımı erişilebilir kılmak, bağımsız üreticilere alan açmak ve ilham verici bir topluluğun parçası olmak.
Londra’daki ilk fiziksel mağazamızla başlayan bu yeni sayfa, yalnızca Hipicon’un değil, bağımsız tasarımın da küresel yolculuğunun bir parçası. Ve biz, bu yolculuğun merkezinde olmaktan gurur duyuyoruz.