Şehirde, Tatilde, Tarz Seninle! Kadın & Erkek kategorisinde %40'a varan indirimler + sepette indirim kuponları!

TASARIMCIMIZ İLE BİR GÜN: EPICENE

Materyal ve forma vizyoner ve deneysel bir yaklaşım kazandıran Epicene’nin yaratıcılar Damla Bozoğlu ve Burak Koçak ile keyifli bir gün geçirdik. Epicene tasarımları, yaklaşımı ve komünitesi hakkındaki sohbetimizin detaylarını keşfedin!

 

 

Damla Bozoğlu ve Burak Koçak kimdir?

 

Damla: 11.06.1993 doğumlu hukuk mezunu bir tasarımcı ve yazarım. Hem ürün hem de marka ve içerik tasarımı ve yazarlığı yapıyorum. Epicene'in kurucularındanım ve kreatif direktörüyüm.

Burak:1991 doğumluyum, endüstri ürünleri tasarımı alanındaki lisans eğitimimin, ardından Milano’da ürün tasarımı alanında master yaptım. 2014 yılında İstanbul’a döndüm, farklı firmalara ürün tasarımı ve kreatif direktörlük hizmeti verdim, 2017 yılında Damla ile Epicene’i kurduğumuzdan beri de yoğunlukla Epicene için çalışmalarımı sürdürüyorum.

 

 

Epicene’nin hayali nasıl gelişti, oluşum sürecinden anlatır mısın?



Damla: Üniversitede okurken yaratıcı alanlara ilgimi fark etmeye başlamıştım fakat kendi yaratıcılığımı farketmem biraz daha uzun zaman aldı. Epicene'i kurmaya 2017 yılında, avukatlık stajım devam ederken karar verdim. Burak bu kararı sorgusuz destekledi ve ürün tasarımları aylarca devam etti, bir yandan da devamlı prototip üretimi yaparak ikimizin de aşina olmadığı takı tasarımı ve üretimini öğrenmiş olduk.

Epicene'i katı bir iş planı ve maddi hedeflerle kurmaktansa kendimizi tanıyarak, anlayarak ve kendimize güvenerek kurduğumuz için özgürlük alanımız çok geniş. İkimiz de birbirimizin potansiyeline inanıyoruz, çok çalışıyoruz ve birlikteliğin sağladığı güçten destek alıyoruz.

 

Burak: Damla 2017 yılında ilk eskizleri ve fikirleri ile geldiğinde neredeyse hiç sorgulamadan hadi üretelim demiştim. Hızlı bir şekilde üretime ve prototiplemeye girdik ve bir anda kendimizi hızla akan bir sürecin içinde bulduk diyebilirim.

 

 

“Epicene” kelime anlamından biraz bahseder misiniz? Anlamının markaya nasıl bir yansıması oldu?

 

Damla: Epicene cinsiyetsiz veya her cinsiyete dahil anlamında kullanılıyor. Bir marka kurmak fikri benim aklıma gelmiş olsa da bu markayı Burak'sız kurmayı ilk gün dahi düşünmemiştim. Markamız ikimizin karışımı ve yansıması. Epicene kelimesi bizim cinsiyetsiz hissimiz ve duruşumuzu yansıtıyor. Aynı zamanda geleceğin bu yönde olduğuna inanıyoruz. Bizim gibi kalıpsız, özgür ve kişiliğine dair herhangi bir zorunlu konsepti olmayan kişileri temsil ettiğimizi düşünüyoruz. Epicene bizi ve geleceği temsil ediyor diyebiliriz.

 

Farklı materyaller, farklı şekiller kullanıyorsunuz koleksiyonlarınızda. Bu keşif ve araştırma sürecinizi neler besliyor?

 

Damla: Epicene yalnızca tasarımları değil üretimi de deneysel bir marka. Malzemelerle ve üretim yöntemleriyle oynamaktan çekinmiyoruz. Aklımızdakini gerçeğe dönüştürmek için farklı yöntemler ve malzemeler araştırıyoruz ve denemeler yapıyoruz. İlk ürünümüzden beri bu böyleydi. Benim tasarım temelim olmadığı için benim tarafımda her şey cesaret, özgürlük ve içgüdü üzerine kurulu. Bir şeyin nasıl "yapıldığını" teknik olarak öğrenmediğim için "bu yapılamaz" diye bir fikir belirmiyor aklımda ve mutlaka oldurmaya odaklanıyorum. Hiçbir üründe kalıp kullanmıyoruz, ürünlerin tamamını elde yapmaya odaklanıyoruz. Tasarımlarımızın bir kısmı farklı bir şey denerken öğrendiğimiz bir teknik veya malzemeden aldığımız ilhamla oluşturuluyor. Devamlı çizerek, konuşarak, etrafımızdaki her şeye ilgi ve merak duyarak, gezerek, üretim yaparak çalışıyoruz. Özgür üretim daima bir sonraki üretimi besliyor.

 

Burak: Benim için üretim yöntemleri ve malzeme her zaman en büyük ilham kaynağı olmuştur. Epicene ile birlikte bu üretim ve malzeme arama sürecinde karşımıza çıkan hemen her materyali ve üretim yöntemini bunu yaratmak istediğimiz dünyaya nasıl uyarlarız diye yola çıkıyoruz ve bu sebeple ortaya çıkan ürünler de deneysel ve benzersiz oluyorlar.

 

 

 

“Komünite”kavramına koleksiyon hikayelerinizde ve içeriklerinizde sıkça rastlıyoruz. Sizce komünite ve paylaşım ne ifade ediyor? Epicene komünite içinde nasıl bir konumda yer alıyor?

 

Damla: İlk koleksiyonumuz olan SİTE'nin hikayesi, komüniteden aldığımız ilhamla oluştu. Epicene'i kurmaya karar verdiğimizde aslında hedef kitle olarak alınmayan bir komünite hayal ettik. Bir hayal olarak başlayan bu komünite, bugünlerde bir gerçeğe dönüştü ve Epicene ile bir şekilde iletişim ve etkileşime geçmiş herkesin duygularının bize; bizim duygularımızınınsa onlara geçtiğine inanıyorum. Etkileşerek yaratıyoruz; ben paylaşıma çok inanıyorum üretim ve yaşamda. Bu yüzden benim için topluluk çok önemli. Bana ilham veren, destek olan, varlıklarıyla güç bulup yaptıklarıyla gurur duyduğum insanlar olmasaydı ben de yaratıyor olamazdım. Bu paylaşım benim için çok değerli.

 

İkiniz de çok yönlü ve oldukça üretkensiniz, yoğun bir temponuz var. Çalışma günleriniz nasıl geçiyor, neler yapıyorsunuz bir günde?

 

Damla: Benim için çalışma günlerini dinlenme günlerinden ayırmak çok zor, bazen bunun eksikliğini çekiyorum ama sanırım yaratıcılık biraz da bunu gerektiriyor. Çevremizdeki her şeyden çok fazla ilham alan bir yapımız var, devamlı farklı neler yapabileceğimizi ve neleri geliştirebileceğimizi düşünüyoruz. Bu sebeple günler çok yoğun geçiyor. Ben günün ilk saatlerini mutlaka yazarak ve okuyarak geçiriyorum. Yazmak ve okumak, kendimi hem kendi yaratıcı yönümle hem de dünyada olan yeniliklerle beslemem benim için şart. Daha sonra günlük planımı stressiz bir şekilde yapmaya çalışıyorum, bazen mümkün olmasa da. Günlük işlerimiz çoğunlukla üretim odaklı oluyor her ürün tek tek elde üretildiği için. Admin işleri, kargolar ve sosyal medya da zamanımızı tahmininizden daha çok alan işlerimizden. Bunlardan arta kalan her anı yeni tasarım fikirlerimizi paylaşmaya ayırıyoruz. Neleri beğendiğimizi, aklımıza neleri getirdiğini devamlı birbirimizle konuşuyoruz. Mutlaka boş zaman yaratıyoruz, öğle yemeğine ya da kahve içmeye çıkıyoruz ve en güzel fikirler her zaman bu boş zamanlarda ortaya çıkıyor.

 

Burak: Ben Epicene yanında farklı firmalara tasarım danışmanlığı verdiğim için benim için tam bir kaos söz konusu. Bu sebeple benim yapacağım işlerin planlamasını ve takibini de genelde Damla yapıyor. Bu da oldukça yorucu bir iş. Epicene’e ayırdığım zamanda genelde atölyede üretimle ilgileniyorum, grafik ve kreatif alanlardaki işleri yapıyorum, kargo gönderimi, sosyal medya Damlanın da dediği gibi aşırı zaman alan şeyler.

 

 

 

Bu yoğunluktan biraz kaçabilecek olursak, nerede olurduk? Sizin için tatil nedir, nerededir?

 

Damla: Bizim için tatil yurtiçindeyse Ayvalık'ta, yurtdışındaysa Belgrad'da. İkisinde de birlikteyken günlük rotada olabileceğinden farklı yerler keşfettik ve gidemediğimiz her an hayalini kurduğumuz yerler oldular.

Burak: Benim için tatil Ayvalıkta Damla ile Ayna’da güzel bir deniz fasülyesi yiyip şarap içmek kesinlikle.

 

Orijinal yeni fikirler bulmak sizi ne noktada zorluyor? “Özgün olmak” ne ifade ediyor sizin için?

 

Damla: Benim için yeni fikirler, yeni fikirler üstüne çalışmadığım anlarda geliyor. Özellikle araba kullanırken, dans ederken, yoga yaparken, amaçsızca yürürken. Çoğunlukla bir kelime veya cümle geliyor aklıma, daha sonra bu cümleler, fikirler üstüne yazmaya ve detaylı araştırma yapmaya başlıyorum. Çoğu insanın yaptığı "moodboard" hiçbir zaman yapabildiğim bir şey olmadı; fotoğraf/resimle değil kelimelerle çalışıyorum. Belki buna zorluk denilebilir çünkü uzun bir çalışma, emek ve aslında birikim gerektiriyor. Birikim olmadan yaratıcılığın ne derece varolabileceğinden emin değilim. Bu birikim illa zamanla ilgili olmak zorunda değil; gün içinde ilgini çeken şeyleri, aklına gelen cümleleri biriktirebilmek de çok önemli bir adım benim için. Yaratıcılık devamlı beslenmek istiyor ama bu besin her zaman "yapmak" eyleminden gelmiyor; "yapmamak" da yaratıcılık için çok önemli. Özgün olmak da benim için bunu ifade ediyor aslında, aynı "malzeme"leri kullanıp, belki aynı fikirle yola çıktığın birisiyle farklı yollardan gidip farklı sonuçlara ulaşabilmek. Bu beni çok etkiliyor; bir insanın düşüncelerinin, fikirlerinin veya düşüncenin ve fikrin varolmadığı anlarının içine girebildiğimi hissediyorum. Kendi dünyamızı ifade edebildiğimiz alanlar benim için yaşamı anlamlı kılıyor. Herkesin yaptığı işe sonsuz saygı duyuyorum bu nedenle.

 

Sizi yaratmaya, üretmeye başlatan hatırladığınız bir anı?

Damla: Kendi kendime oyun oynayarak ve hikayeler üreterek çocukluğumu geçirdim. Küçükken devamlı yazılarımı çıktı alıp kitap yapıyordum kendime. Benim için tüm ürünler ve koleksiyonlar da bir hikayeden doğuyor.

Sanırım benim üretimim hikaye üretmekle başlamış ve öyle de devam ediyor.

 

Burak: Ben küçükken köprü ve tünel çiziyordum hep, problem çözme ve çözüm geliştirme içgüdüsü ile yaptığımı düşünüyorum, endüstri ürünleri tasarımı da bunun sonunda kendimi bulduğum bölüm oldu diyebiliriz.

 

 

 

Koleksiyonlarınızı en iyi anlatan şarkı?

Damla: Interest- Suicideyear

Burak: Chocolate- Tindersticks

 

Epicene için bir sonraki adımınız ne olacak?

 

Damla: Şu anda Eylül ortasında çıkaracağımız ana koleksiyona çalışmaya başladık. Bunun dışında farklı markalar için takı tasarımı ve direktörlüğü yapacağımız bir sene bizi bekliyor gibi görünüyor.

 

Hipicon’dan favori 5 ürününüz?

 

Damla:

Homemade Aromaterapi Yoga Matı Solüsyonu

Lar Studio Pilgrimage Koton Bandana

Lexon Roll Air Bantlık

Moccamaster Cam Potlu Filtre Kahve Makinesi

A Hidden Bee V Neck Tulum

 

Burak:

Moccamaster - Filtre Kahve Makinesi

Homemade Aromaterapi - Ferahlatıcı Oda Spreyi

Cowshed - Mum

Motta - şişe açacağı

Braun - Masa Saati