Alanda Estetik Detaylar! Ev Dekorasyon kategorisinde 2. ürüne sepette %10 indirim kuponu!

MERMERİN GÜCÜ: MARBLE&CO

Marble&Co'nun kurucularından Rabia Tugay ile biraraya geldik. 

 

 

Rabia, aldığı mimarlık eğitiminden ve 4 yıllık pratikten sonra daha küçük ölçekte üretim ve tasarımla iç içe girebilmek için, tutkusu olan mermerden ilham alarak bir moda-tekstil markası yarattı. 

 

Rabia'nın yaratıcı kişiliği ve tasarımlarıyla ilgili detayları geçirdiğimiz keyifli sohbette keşfedebilirsin!

 

- Marble&Co nasıl ortaya çıktı?

Marble&Co'nun oluşumu bir anlık ortaya çıkan bir fikirle gerçekleşmedi. Zamana yayılan, yoğun araştırmalardan sonra oluşan bir süreçti. Mimarlık eğitimimin ardından yaklaşık bir dört sene kadar bu sektörde çalıştım. Şantiye ağırlıklı bir ilerleyişti, böylelikle üretim ve malzeme konusunda oldukça geniş bir perspektif kazandırdı diyebilirim. Mimarlık alanında severek çalışıyor olsam da bir ürün oluşturup bunun üzerine markalaşmak en büyük arzularımdan biriydi. Bu aşamada tek odağım bu olmaya başladı ve realiteye dökme zamanı geldiğinde tam olarak ne üzerine yoğunlaşacağım netlik kazanmıştı. Büyük aşkım mermer! Bu mucize taşa duyduğum hayranlık belki de beni büyüledi. Tekstil ve modayı seçme nedenim ise aslında ürün-müşteri buluşmasının daha hızlı gerçekleştiği bir alan olması. Mimarlıkta bu süreç çok geniş bir zamana yayılıyor ve çok fazla dış kalemle uğraştığınız için daha yavaş ilerliyor. Büyük ölçekli üretim yerine tüm aşamalarından birebir haberdar olabileceğim, tüm kontrolün benim ellerimde olacağı moda sektörü mükemmeliyetçi kişiliğimle daha fazla örtüşüyordu. Egoistçe bir yaklaşım oldu sanırım. Tabii ki hedef ve amaç aslında farklı. Moda sektöründe düşüncenizi, hislerinizi ve empoze etmek istediğiniz yaşam stilini çok daha özgürce ve teknik kısıtlamalardan uzak yansıtabiliyorsunuz. Neyi ifade etmek istiyorsanız bunun için 3 sene, 5 sene beklemenize gerek kalmıyor ve dilerseniz tam o an ulaşmak istediğiniz kişiye, kitleye erişebiliyorsunuz. Bu çok büyük bir güç ve çok da etkin. Kabul görüp görmemesi tamamen estetik kaygılar yönetiminde. İnsanların ruhlarıyla daha yakınsınız, ve deneme yanılma şansınızı sonuna kadar kullanabiliyorsunuz. Doğruya ulaşma gibi bir çaba gütmeden iç sesinizle dilediğinizi yaratarak kazanç sağlayabiliyorsunuz. Ne büyük bir lüks aslında. İşte bunlar bilinçaltımdayken Marble&Co kararı ortaya çıktı. Biliyorum biraz fazla derinlemesine indim fakat ben de bu hedeflerimle bilinçaltımda yeni tanışıyorum ve beni asıl yönlendirenlerin bu özgürlük ve yaratım olduğunu fark ediyorum. Diğer gerekçeler yüzeysel ve biraz da bahane. Ürün olarak gömlek seçimi doğru bir karadı. Gömlek özellikle gelişen ve artan çalışan kesimi göz önüne aldığımızda önemli bir parça. Sonuç olarak bu mermer aşkını tekstille buluşturmak farz oldu ve Marble&Co doğdu.

 

 

- İlk bakışta mermer gibi bir malzemenin modayı nasıl etkileyebileceği kafalarda soru işareti uyandırıyor, sizin bu malzemeye özel bir ilginiz mi vardı? Tasarımlarınıza girişi nasıl oldu?

Mermere olan ilgim öncelikle üniversite yılarında Bauhaus ve Mies Van Der Rohe ile tanışmam ile birlikte başladı. Özellikle Barselona Pavilion'un resimlerini gördüğümde mermer her evde her yerde olmalı dediğimi hatırlıyorum. Bu tarz detayları ne zaman görsem büyüleniyorum.
Çok asil bir malzeme mermer. Şık, sofistike, derin... Canlı gibi, ve karşısında uzunca bir süre dursanız sanki eski çağların senelik hikayelerini anlatmaya başlayacak... Öyle farklı bir derinlik boyutu var. Damarları birebir kendiliğinden oluşmuş, her bir parçasında farklı; aynı biz insanlar gibi. Değişik bir enerji ve soğuk, zarif bir kişilik; güzel, duru ve bunun farkında ama umurunda değil! Markanın teması da öze dönüş, doğal güzellik ve doğayla tüm detaylarda bütünleşme. Farklı ve özgün olanın arayışı ve aslında iç ışığı ortaya çıkarma, ruhu besleme, aydınlanma. Mermer de bu markanın kalbi.


- Mimarlık gibi zor ve emek isteyen bir alanda eğitiminizi sürdürdükten sonra moda alanına geçmeye nasıl karar verdiniz? Bu konuyla daha önce ilginiz var mıydı?

Mimarlık çok güzel bir alan. Fakat eğitim almaya başladığım dönemden itibaren sürekli farklı bir arayışım vardı. Tekstil ve moda çocukluk hayalim değildi, itiraf etmeliyim. Daha gerçekçi bir geçiş oldu sektör değişimi benim açımdan. Bir de tabi üretim kısmında yer almayı seviyorum. Yaratılan şeyin nasıl ortaya çıktığının birebir deneyimlediğinizde aidiyet hissi daha güçlü oluyor. Fakat şantiye koşulları bu anlamda biraz ağır. Tekstil daha sanatsal bir üretim.

 

 

- Marble&Co’nun tasarımcısı olarak bir gününüz nasıl geçiyor?

Tüm günüm, haftam ve aslında hayatım diyebilirim, çalışarak geçiyor. Özel yaşamınızdan fedakarlık yapmadan bu iş yürümüyor, onu güçlü bir şekilde deneyimliyorum. Biraz işkolik olmanız ve çalışmayı gerçekten seviyor olmanız gerekli. Öğrencilik yıllarımda da çalışmayı hayatımın odak noktası yapmaktan hiçbir zaman gocunmadım. Hayatın anlamını çalışarak buluyorum. Var olduğumu hissediyorum. İşe yarıyorum ve bir şeyler üretiyorum. Başarı hayatımı anlamlandırıyor. Bu sebeple de severek yapıyorum bu işi. Yalnızca kreatif tarafta duramıyorsunuz tüm sorumluluk sizde iken. Gerektiğinde ve çoğu zaman gerekiyor ki sıfırdan bir marka kuruyorsunuz; kargosundan malzeme alımına, ürün taşımaya, ar-ge için gece gündüz koşturmaya, gerektiğinde yine havalı ve ağırbaşlı bir şekilde sanki o işleri siz hiç yapmıyormuşsunuz edasıyla toplantılarda markanızı temsil etmeye kadar... Daha burada bahsetmediğim milyonlarca kalem... Tasarım ve kreatif taraf günün sonunda hep gece mesaisine kalıyor...


- Esinlendiğiniz veya ilham aldığınız bir tasarımcı/sanatçı var mı?

İlham aldığım akım Bauhaus ve minimalist-fonksiyonel dönem ağırlıklı. Elim farklı şeyler denemeye de gidiyor ama görsel imgelemem hep aynı, bunu fark ediyorum ve hayranlıkla bazen meditasyon amaçlı bile açıp görsellerine baktığım Mies Van Der Rohe ve eserleri, binaları. Gerçekten huzur veriyor ve dinlendiriyor beni ilginç bir biçimde. Onun dışında Nordik akıma hayranım. Onların düşünme tarzına, fonksiyonla estetiği birleştirme yaklaşımlarına... Çok güzel bir hayatları var gerçekten, özenerek takip ediyorum.

- Marble&Co’yu gelecekte neler bekliyor? Yeni projeleriniz var mı?

Marble&co kendisini sürekli yeniliyor. Koleksiyon ve çizgilere baktığınızda da her sezon bir öncekine göre daha zenginleşmiş oluyor. Bunlar yalnızca bizim düşüncelerimiz değil, dışarıdan aldığımız yorumlar aslında. İşin içindeyken biz çok fark etmiyoruz. Ama kasıtlı olarak da yapmaya çalıştığımız bir şey. Çok hızlı değişen ve tüketilen bir sektör Moda-tekstil. Biz hem kendi çizgimizi bozmadan hem de nasıl ayak uydurabilirizi sürekli sorguluyoruz. Çok da modayı takip etmiyoruz, kendi özgün yaratımlarımızı geliştirmek daha mantıklı ve hedefimize uygun. Gelecek planlarımızda da bu süreçte ilerleyeceğiz. Alt gruba odağı çok kaydırmadan da olsa yer vermeyi planlıyoruz. Kombinlerde ihtiyaç olduğunu gözlemledik. Ayrıca aksesuar ile zenginleşmek bir diğer yakın hedefimiz şu an için. Çok detay vermiyorum, heyecanı kaçmasın. İleri vadede ise büyük beden ve çocuk koleksiyonları planlarımızda var, ama ne zaman hayata geçiririz şu an net bir şey söyleyemiyorum. Tek sezondan yaz ve kışa kayacağız gibi duruyor. Gömlek olduğu ve sezonluk bir ürün olduğu için ihtiyaç duyulacağını düşünmemiştik, capsule koleksiyonlar yeterli dengeyi sağlar diye tahmin ediyorduk fakat talep artınca iki sezona dönüş yapmak daha mantıklı bir strateji gibi duruyor şu an için. Aslında hayallerimde hep ev tekstiline de dekorasyon gruplarına da girmek var. Desenlerimizi iç mekanda hayal etmek bile beni çok heyecanlandırıyor.

 

 

- hipicon.com’dan en beğendiğiniz 5 tasarım ürünü bizimle paylaşabilir misiniz?

Aslında hipicon bünyesinde bir çok markayı beğeniyorum, genel stil ve tasarım anlamında ne zaman siteye girsem kendimi kuzey Avrupa topraklarına ayak basmışım gibi hissettiriyor. Favori online sitem.

Önceliklerimi yazacağım o halde...

Mühle - Tıraş Seti

Som Interior - Dikdörtgen Servis Tabağı  

Emre Evrenos - Grid Tekli Koltuk  

Mihaniki Design - Denge Narin Küpe

Le Cord - White Leather Dark Wood